Dünya Sağlık Örgütünün “Salt bedensel ve ruhsal değil aynı zamanda sosyal iyilik halidir sağlık” tanımının eksik kalmışlığı ne de kolay hissediliyor şimdilerde. Yaşadığımız günler bize bu tanımın eksiğinin “aynı zamanda siyasal hali” olduğunu ayan beyan göstermekte.
Evet, hiç kimse sağlıklı değil ‘sırça köşkünde’. Bu koşullarda (varsa) bedensel iyilik halinin de devamı pek mümkün görülmüyor. Hepimiz çevremizden aşinayızdır; stres altında kimimizin midesi kimimizin başı ağrır, kimimiz ishal olur, kimimizin tansiyonu yükselir, kimimizde de kalp spazmı gelişir. Bırakalım toplumsal travmaları, mevsim geçişleri bile sindirim sistemi, kalp gibi kimi hastalıkların görülme sıklığını artırmakta. Hasılı tüm bu altüst oluş, katliamlar, OHAL, mülksüzleştirilme, aş ve işten edilme halleri hem ruhsal, hem bedensel iyilik hallerimizi tehdit ediyor. Bir anlamda hepimiz sağlıksız olma hallerinde eşitleniyoruz.
Kişi başına reçete edilen ilaç sayısı konusunda dünyanın ekseriyetine fark atan bir ülkede yaşıyoruz. Üstüne üstlük darbe, cunta, savaş, OHAL, seri katliamlar ile daha da bir sağlıksız olma hallerindeyiz. Diyebiliriz ki hasta ve reçete sayımız bu minvalde daha da artacak.
Tam da bu noktada yeni yıl itibarı ile haber geldi SGK’den ( Sosyal Güvenlik Kurumu): “Hasta muayene ücretlerine yüzde yirmi ile yüzde altmış oranında zam...”
Ne demeli?
Sağlıcakla kalın mı?
Ama nasıl?
Alıntıdır kaynak:
https://www.evrensel.net/yazi/78224/hastalikta-esitlik
Alıntıdır kaynak:
https://www.evrensel.net/yazi/78224/hastalikta-esitlik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder