8 Aralık 2011 Perşembe

Vergide azami ücrette asgari

   Aralık ayının başlaması ile birlikte 5,5 milyon çıvarında işçiyi ilgilendiren Asgari ücretin tespiti ve 7 milyona yakın tüm ücretlileri ilgilendiren gelir vergisi oranları ve dilimlerinin görüşmeleri de başladı. Yani ücretliler için özelliklede asgari ücretliler için önemli bir dönemin içerisinden geçilmektedir.

   Ülkemizdeki gelir vergisi ilkelerinden ‘Az kazanandan az çok kazanandan çok’ ilkesi son yıllarda Az kazanandan alabileceğinin en fazlası vergi al çok kazanana da yapacağın indirimin en fazlasını ver şeklinde uygulanmakta. Emek örgütleri sendikalar her ay binlerce TL. Ödeyerek açlık ve yoksulluk sınırı araştırmaları yaptırıyorlar ne işe yarıyor bilmiyorum ama 7 milyon ücretliyi ilgilendiren gelir vergisi kademesi ve oranı belirlenirken kullanılmadığı kesin. Ya da asgari ücretin tespitinde kullanılmadığı kesin. Türk-iş in açlık sınırı 926,58TL, memur senin açlık sınırı bin 26TL,DİSK’in açlık sınır ise 992TL.olarak açıklanmıştır.

Mesele açıklamayla bitmiyor bu açıklanan rakamlara da inanmak gerekiyor. Sendikalardan beklenen açıklamalar yapmaları değil. Öncelikle, inandırıcı ve kararlı bir çıkışla bu açıkladıklarının arkasında durarak önce 01.07.2011-31.12.2011 tarihleri arasında geçerli olan brüt 837,00TL asgari ücretten kesilen106,72TL Gelir vergisinin iptali, için mücadele etmeleri, ardından da en düşük ücreti açıkladıkları açlık sınırı olan bin TL düzeyine çıkarmak için her türlü girişimde bulunmalıdırlar. Her platformda bakanlar, yetkili kişiler ekonomik istikrardan, zenginlikten, kalkınmadan hatta Almanya ya bile ekonomik modellikten bahsediyorlar oralardaki krizden bahsediyorlar fakat oralardaki asgari ücretten bahsetmiyorlar. 

   Fransa, İspanya, Yunanistan, İrlanda, Belçika, Hollanda gibi AB ülkelerindeki asgari ücret Euro bazında bizdekinin en az iki katı fazla olmasından hiç bahsetmiyorlar. Ücretlilerin gelir vergisi yükü de hayli yüksek ve adaletsiz. Düşük gelirli kesimlerin vergi dilimleri daha sıklaştırılırken yüksek gelirlilerin vergi dilimi 53bin TL. de sabit oranlı vergiye dönüşmekte yani çok kazanandan sabit az kazanandan artarak ilkesi uygulanmakta. Bir diğer adaletsiz vergi sistemi de dolaylı vergilerdir (yani sendikacıların uğraşması gereken iş aslında çok, ayda birkaç istatistikle bitmiyor)Bu tür vergilerde biz ücretli kesimin üzerinde ezici bir yük olamaya devam etmektedir. Bir ay çalışması karşılığında ücretini alan bir asgari ücretli ile patronu tükettikleri mal ve hizmetlere aynı ürünler için aynı oranda vergi ödemekteler. 

   Ücretli aldığı asgari ücretle ayın sonunu nasıl getireceğim diye düşünürken patronu bu sene hangi lüks araba moda acaba diye düşünmekte yani biri temel insani ihtiyaçları için zorlanmakta iken diğeri lüks içinde yaşamaya devam etmekte Parası olana en son yapılan teşvik Paralı askerli asgari ücretlinin neyine paralı askerlik aslanlar gibi gidip vatani görevini tamamlayıp gelip bir an önce asgari ücretine kavuşması lazım Allah korusun onu da bulamayabilir, işi rast giderse belki askerliğini yaptığı için kamuda bile iş bulabilir. 

   İlerde de anayasal bir hizmete katıldığı için yatıramadığı SSK Primi’ni de yatırarak emekli olduğunda çokça emekli maaşı da alabilir işte burada asgari ücretli korunmaktadır askere gittiği için sonradan pirim borçlanması yaparak hak kaybı yaşamıyor ama Paralı askerlik yapanlar sonradan prim borcu ödeyemeyecekler yani hak kaybına uğratılmışlar ama bu anayasaya aykırı olsun ilerde bir yasa ile bu arkadaşlara yapmadıkları askerliğine pirim borçlarını ödettirirler hak kaybı düzeltilir. Kimsenin hakkını kimseye geçirmemek lazım. 

   Yani açıklama yapan sendikacıların belki bu konularda dikkatlerini çeker inşallah bir sendikacı bloğu okur da aslında yapacak ne kadar çok iş varmış diye ürkmez. Bir gün çıkıp da ücretli insanlar ailelerinin ihtiyacı olan ücretlerini, işlerini bırakıp Anayasal bir görev olan askerlik hizmetlerini yapmaya gidiyorlar, bir gelir kayıpları oluyor bu karşılanmıyor, bari askerlikte geçen süre SSK’lı sayılsınlar ya da primlerini devlet yatırsın demiyor, bundan daha masum ve adaletli ne istenebilir ki?

Hiç yorum yok:

Tarımda Gübreleme

GÜBRE NEDİR? İçerisinde bir veya birkaç bitki besin maddesini bir arada bulunduran maddelere gübre denir. Gübreler yapılarına göre ticari gü...

Son 30 günde En çok görüntülenen