4857 sayılı İş Kanunu'na göre, iş sözleşmesi ve toplu sözleşme ile çalışanlara sağlanan izin haklarının dışında 'işçinin çalışmadığı' dönemler için telafi çalışması yaptırılıyor. Bu çalışma şekline telafi çalışması adı veriliyor.
Bir anlamda, çalışanların işçinin ücretini aldığı ancak çeşitli nedenlerle çalışmadığı bir süreyi sonradan çalışarak yerine getirmesine telafi çalışması deniliyor. Telafi çalışmaları, raporlu olunan süreleri kapsamıyor. Yine yıllık izin hakları ile bayramlardan kaynaklanan izin hakları da telafi çalışmasının kapsamına girmiyor.
Bir anlamda, çalışanların işçinin ücretini aldığı ancak çeşitli nedenlerle çalışmadığı bir süreyi sonradan çalışarak yerine getirmesine telafi çalışması deniliyor. Telafi çalışmaları, raporlu olunan süreleri kapsamıyor. Yine yıllık izin hakları ile bayramlardan kaynaklanan izin hakları da telafi çalışmasının kapsamına girmiyor.
Yasada, telafi çalışmasının çerçevesi de çizilmiş bulunuyor. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 64. Maddesi şöyle:
"…Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir."
İlgili maddede de öngörüldüğü gibi, çalışılmayan sürenin telafisi iki ay içinde yapılacak. Ayrıca yine aynı maddeye göre, telafi çalışması yapılırken yasal çalışma süreleri aşılmayacak. Örneğin, telafi çalışması günde üç saatten fazla olamaz. İş Kanunu'na göre çalışma süresi günlük on bir saat olarak değerlendirilir. Buna göre telafi çalışması günlük çalışma saati dikkate alındığında en fazla üç saat olarak uygulanabilir. Günde 8 saat saat çalışan bir işçi 3 saat daha fazladan çalışabilir. Bu da günlük üç saatlik telafi çalışmasının yapılmasını imkan veriyor.
İki ay içinde yapılmayan telafi çalışmaları ne olacak? Yasada telafi çalışmalarının zorunlu nedenin ortadan kalkmasının ardından iki ay içinde yapılması öngörülmüştür. Dolaysıyla telafi çalışmasının iki ayın üstünde bir zaman diliminde yapılması söz konusu olmayacaktır. İşveren bu süreyi arttıramaz. Veya, telafi çalışması yaptırmadığı çalışandan, işe gelmediği günlerin ücretini kesemez. Yani bir işveren, işyerinin zorunlu olarak kapalı kaldığı günler için, çalışandan bir kesinti yapamaz. Sadece çalışılmayan dönem için ilave bir çalışma talebinde bulanabilir. Bu çalışma şekli de, önceden çalışana tebliğ edilmek zorundadır.
İşveren, telafi çalışması yaptırmadan önce bu durumu çalışanlarına bildirmekle mükelleftir. İşveren, telafi çalışmasının hangi nedenle yapıldığını da bildirmesi gerekiyor. Ayrıca telafi çalışması resmi olarak tatil sayılan günlerde yaptırılamaz. Yasaya göre telafi çalışmasının yapılacağı durumlar ise şöyle:
-Zorunlu nedenle işin durması,
-Ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi,
-Benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi
-İşçinin talebi ile kendisine izin verilmesi.
-Zorunlu nedenle işin durması,
-Ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi,
-Benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi
-İşçinin talebi ile kendisine izin verilmesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder