Kamuda çalışan taşeron işçileriyle ilgili kanun hükmünde kararnameler (KHK) yayımlandı. Taşeron işçileri kadroya geçirilip geçirilmeyeceklerini, kadroya geçirilmenin bedelini, kadroya geçirilmelerinin sonuçlarını anlamaya çalışıyorlar. Onlarca soru alıyorum. Kısaca yanıtlamaya çalışacağım.
1. Kamuda çalışan taşeron işçileri kadroya alındı mı?
Kadroya geçirilmek eğer kamuda çalışan taşeron işçilerin kamuda aynı işi yaptıkları asıl işveren işçileri ile çalışma koşullarında, ücrette, örgütlenme hakkını kullanmada, toplu iş sözleşmesinden yararlanmada, kıdeme bağlı haklarında eşitlenmekse, kamuda çalışan işçiler kadroya geçirilmedi. Sadece onların çalıştığı taşeronların adı değişmiş oldu. Asıl işveren olarak işçilik haklarından sorumlu olan kamu işverenleri aradan taşeronu çıkartıp taşeronun çalıştırdığı koşullarda işçi çalıştırma olanağı elde etmiş oldu.
2. Taşeronun yerine kamu işverenin geçmesi belediye iktisadi kuruluşunun işveren olması taşeron işçisine güvence getiriyor mu?
Kamuda çalışan taşeron işçileri için sorun asıl işyerine uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlanamamaktı. Şimdi de değişen bir şey olmadı. Taşeron işçileri kamu idaresine taşeron işçisi olarak çalıştıkları işte çalıştıkları ücretlerle geçmek zorundalar.
696 sayılı KHK 113 ve 127 maddelerine göre taşeron işçilerin yaptıkları işler asıl işverenin iş koluna giriyorsa bu işçiler asıl işveren işçileri olacak. Ancak bu işçilerin asıl işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmelerinden yararlanmaları Yüksek Hakem Kurulu (YHK) tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmelerden süresi en sona eren toplu iş sözleşmesinde belirlenen ücret ve sosyal hakları geçemeyecek.
Yani asıl işveren işçileri sosyal haklar dahil diyelim 3 bin lira aylık ücretle çalışıyorsa, YHK tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinde bu haklar 2 bin lira ise taşeron işçisi 2 bin lira almaya devam edecek.
Bu durumda olan bir işçinin asıl işyerindeki toplu iş sözleşmesinden yararlanması sadece sözde olacak. Gerçekte taşeronda çalışırken YHK tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesine tabi olmaya devam edecek.
İş kolu kadroya alındığı kamu idaresiyle farklı olan işçiler için ise süreç biraz daha dolambaçlı işleyecek. Bu işçiler YHK tarafından karara bağlanan en son yürürlük süresi sona erecek TİS sonuna kadar ayrı bir işyeri numarası ile ayrı bir işyeri olarak tescil edilecekler. Bu işyerinin girdiği iş kolunda sendikalaşıp TİS yapsalar dahi alabilecekleri haklar YHK tarafında süresi en son sona eren TİS’teki hakları geçemeyecek. Kısaca bu durumda da asıl işi yapan işçilerle aynı hakları almaları en azından 2020 yılına kadar olanaklı olmayacak.
Üstelik asıl işveren işçileriyle aynı ücret ve sosyal hakları almaları gerektiğini kanıtladıkları davalardan geçmişe doğru feragat ederek yargıda kazandıklarını da geri vermek zorunda kalacaklar.
Bu işçilerin iş güvencesi ise aslında taşerondan çok farklı olmayacak. Kamu işvereni işten çıkardığında onlar da diğer kamu işçileri gibi işe iade davası açıp feshin haksız veya geçersiz olduğunu kanıtlamaya çalışacaklar. Bu konuda kamu işçilerden bir önemli farkları, kamu işçisi resen emekliye zorlanamazken taşerondan kadroya geçirilen işçiler hiçbir biçimde emekliliği hak ettikleri süreden fazla çalışamayacaklar.
3. Taşeron işçilerinin dava ve icra takiplerinden feragat etmelerinin sonuçları neler olacak?
Taşeron işçileri daha önce dava açıp yaptıkları işin asıl iş olduğunu, yasaya aykırı bir şekilde asıl işin bölünüp taşerona verildiğini, iş sözleşmesinin kuruluşundan itibaren asıl işveren işçisi olduklarını, dolayısıyla asıl işveren işçileri ile aynı ücret ve sosyal haklara sahip olduklarını kanıtlayan yargı ile karar bağlanmış haklarından vazgeçmiş olacaklar.
Kamu idareleri yargı kararını uygulamadan, Anayasa’ya aykırı bir şekilde fiilen yargı kararlarını yok saymaktan kurtulmuş olacaklar. Yargının hukuka aykırı bulduğu bir çalışma biçimi yasallaşmış olacak. Kadro sözcüğü hukuksuzluğu aklayan sihirli bir sözcüğe dönüşmüş olacak.
Eğer bu davaların konusu arasında kıdeme bağlı haklar varsa, işçiler feragat ederek geçmiş kıdemlerini ve bu geçmiş kıdemlerine bağlı ileride hak edecekleri haklarından da vazgeçmiş olacaklar.
Örneğin değişen taşeron, işçinin iş sözleşmesini sona erdirmiş, işçi kıdem ihbar tazminatı, kullanmadığı yıllık izin ücretleri için dava açmış, bu davada mahkeme taşeron ilişkisinin yasaya aykırı olması nedeniyle işçi lehine fark ücret ve sosyal haklara, bu farklar eklenerek belirlenen ücret üzerinden kıdem ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin ücretinin ödenmesine karar vermişse, işçinin feragati ile bu hakların tamamı elinden gitmiş olacak. Kıdeme bağlı haklarından feragat ettiği için kadro adı altında çalıştığı dönem sonrasında kıdeme bağlı hakları feragat öncesi süreleri kapsamayacak.
Eğer işçilerin feragat etmiş oldukları davaların konusu arasında kıdem ihbar tazminatları yoksa. Kısaca feshe bağlı haklar için verilmiş bir mahkeme kararı yoksa, işçinin feragati kıdem bağlı haklarını olumsuz etkilemeyecek. Bu durumda kadroya geçirilmeden önceki kıdemi devam edecek. İş sözleşmesi kıdem tazminatını hak edecek şekilde sona erdiğinde tüm çalışma süresi üzerinden kıdem tazminatı alacak. Yıllık izin hakları kadroya geçirilmeden önceki çalışma süreleri dikkate alınarak hesaplanacak.
4. Kadroya geçirme adı altında taşeron işçileri ayıklanmış taşeron sistemine abdest aldırılmış adı taşeron sistemi olmadan taşeron sistemi devam etmiş olacak
696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yi hazırlayanlar eşine az rastlanır bir kurnazlığın altına imza atmış bir taşla bir sürü kuş vurmayı başarmıştır.
Taşeron sistemi ucuz işçiliğin, güvencesiz işçiliğin, sendika seçme özgürlüğü, hatta seçmen olma hakları elinden alınmış bir çalışılan kitlesi üzerinden şekillendirilmiş bir sistemdi. Bu sistemin acımasız yüzü teşhir olmuş savunulabilir bir yanı kalmamıştı.
Sistem aynen devam ediyor. Ancak “kadro” sihirli sözcüğü sanki taşeron sistemi kaldırılmış, taşeron sorunu çözülmüş gibi gösteriyor.
Kadroya geçmek istemeyenler, nisan 2018’de taşeronların sözleşmesi bitti diye kapının önüne konulacağından ister istemez, kadro talebiyle başvuru yapıp haklarından feragat edecekler. Böylece yargı kararlarıyla yasa dışı olduğu kanıtlanmış bir çalışma biçimi, kadro çeşmesinden abdest alınarak aklanacak.
Taşerondan kadroya geçen işçilerin ücret ve diğer sosyal hakları YHK’nin karara bağladığı toplu iş sözleşmesindeki hakları geçemeyeceğinden ucuz işçilik devam edecek. Ucuz işçiliğin bu şekilde sürmesi de kadro sözcüğü sayesinde gizlenmiş olacak.
Yapılacak sınavlarla bugüne kadar taşeron istemine itiraz eden, muhalif olma potansiyeli taşıyan, yandaş sendikalara sıcak bakmayan, taşeron sisteminin özünü kavramış, hak eksenli talep geliştiren ne kadar işçi varsa hepsinin budanmasını, sahanın dışına çıkartılmasını sağlayacak.
Taşeron sistemini sona erdirdim diye meydanlarda oy devşirmeye dönüştürecek iktidar partisi şimdiden keyiflenmiş durumda,
Eh bundan iyisi ancak Şam’da kayısı.
Gerçekten emekten yana olanlar ise taşeron işçi sorununu bundan sonra “kadrolu taşeronlar” diye tartışmaya devam edecek, ücrette, çalışma koşullarında, sosyal haklarda, gerçek eşitlik sağlanana kadar, uzun cümlelerle yazılmış yasalarla hak verilmiş gibi yapılıp, hiçbir şey vermeme oyununu sona erdirene kadar mücadele etme inadına devam edecekler.
Dr. Murat ÖZVERİ