28 Ağustos 2025 Perşembe

İdal kilo ve idal kiloya ulaşmak



İdeal kilo nedir? 

İdeal kilo, kişinin sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürebilmesi için sahip olması gereken yaklaşık vücut ağırlığıdır. Yalnızca estetik kaygılara göre değil; kalp-damar sağlığı, kas-iskelet sistemi, hormon dengesi, metabolik işleyiş gibi faktörlere dayalı olarak belirlenmelidir. Sağlık açısından ideal olan, kişinin vücut yapısına ve yaşam tarzına uygun dengeli bir ağırlıkta olmasıdır. Bu noktada ideal kilo hesaplama, yalnızca bir sayıdan ibaret değildir; kişinin cinsiyeti, boyu, yaşı ve fiziksel aktivite düzeyiyle daha gerçekçi bir değerlendirme yapılmasına yardımcı olur.

İdeal Kilo Nasıl Hesaplanır?

“İdeal kilo nasıl hesaplanır?” sorusunun yanıtı, kişinin hedeflerine ve ölçüm doğruluğuna 
göre değişir.İdeal kiloyu ortalama olarak hesaplamak amacıyla aşağıdaki formüller kullanılmaktadır;
 

-Erkekler için hesaplama formülü şu şekildedir: 50 +2.3 x ((boy(cm) / 2.54) -60)

-Kadınlar için hesaplama formülü şu şekildedir: 45.5+2.3 x ((boy (cm) / 2.54) -60)

Önce boyunuzu 2,54 e bölerek inç değerini bulun bu değerden 60 ı çıkartın sonra 2,3 ile çarpın 50 ile toplayın Yapılan hesaplama ile Vücut Kitle İndeksi 25 kg/m² - 29, 9 kg/m² aralığında ve yukarısında ise siz şişmansınız ve kilo vermelisiniz demektir.

1 kilo vermek için kaç kalori yakmalısınız?
Yapılan egzersizlerde ne kadar kalori yakıldığını göz önüne alarak spor programı oluşturan kişiler, 
yaktıkları bu kalorilerin tartıdaki yansımasını da merak etmekte.Ortalama olarak 68 kg olan bir 
kadının vücut yağları 110.000 kalori erkeğinki ise 80.000 kalori ihtiva eder. Amerikan Egzersiz 
Kurulu'nun yaptığı araştırmaya göre 1 kg yağ yakabilmek için ortalama 7700 kalori yakmak 
gerekiyor. Günlük olarak ekstra 1000 kalori yakmak haftalık 1 kiloya denk gelmekte. Bu 
değerlere ulaşmak için ise günlük aktivitelere ve egzersizlere büyük önem vermek gerekiyor.
Saatte 5 Km hız ile yürüyüş yapılırsa saatte 300 kalori yakılabilir.1000 kalori yakabilmek için 
ortalama 17 km yürümek gerekebilir.
Kalori Nedir?
Kalori, yiyecek veya içeceklerin vücuda sağladığı temel enerji birimidir, vücut bu enerjiyi nefes 
almaktan koşmaya kadar olan her aktivite için kullanır Sabit bir ağırlığı korumak için vücuda 
alınan enerjinin normal vücut fonksiyonları ve fiziksel aktivite yoluyla harcanan kaloriyle eşdeğer 
olması gerekir. Yiyecek ve içeceklerden alınan bu enerji, gün içinde harcanan enerjiden daha 
fazla olduğunda vücut kaloriyi depolar. Bu da zaman içerisinde kilo almaya neden olabilir. Bu 
sebeple de sağlıklı bir diyetin en önemli unsuru, vücuda alınan kaloriyi harcanan kaloriyle 
dengelemektir. Yiyecek ve içeceklerin kalori miktarını bilmek, vücudunuza doğru miktarda kalori 
almanızı sağlar.
 
 GÜNLÜK KALORİ İHTİYACI NASIL HESAPLANIR?
 Bazal metabolizmayı (Kcal olarak) hesaplamak için, şu formüllerden faydalanın. Elde 
edeceğiniz değer, organizmanızın dinlenme halinde, 24 saat içerisinde tükettiği değerdir.
 
Vücut Ağırlığı Kg18 Yaşına Kadar30 Yaşına Kadar60 Yaşına Kadar60 Yaştan Sonra





8717,315,311,613,5

651879487487

2156,12210,11496,21661,5

ENERJİ İHTİYACI NASIL KARŞILANIR?

Vücudunuza ihtiyacı olan yakıtı vermek için, ona makro besinler sağlayın (karbonhidratlar, 
yağlar, proteinler). Kilonuz zaman içinde değişmiyorsa, bu enerji alımınızın enerji tüketiminize 
eşit olduğu anlamına gelir. Buna karşın, kilo alıyorsanız, organizmanız ona sağladığınız 
enerjinin tamamına ihtiyaç duymuyor demektir. Bunun nedeni, enerji tüketiminizin düşük olması 
veya sağlanan gıdanın ihtiyacın üzerinde olması olabilir. Her halükarda, vücudunuz enerji 
fazlasını depolar ve enerji genellikle yağ olarak depolanır.

Kalori Sözcüğü, besinlerin dokular içinde yanarak vücudun sıcaklık ve erkesini sağlama 
değerlerinin ölçülmesinde de kullanılır."Bir gram yağ, yaklaşık 9 kalori verir"Yürümeyle Bin 
metrede 51,7 kalori yakılabilir Buda 5,7 Gram yağ yapar
 Karın ve alt karın yağlarının oluşmasında en önemli faktör elbette beslenmedir. İşlenmiş gıdalar, şeker, beyaz un, doymuş 
yağ ve trans yağ açısından zengin bir beslenme yağ artışına sebep olacaktır. Eğer vücudunuz 
da karında yağlanmaya meyilliyse yağlar bu bölgede oluşur. Tam tahıllar, meyveler, sebzeler, 
poli ve mono doymamış yağlar ve yağsız proteinlerle beslenmek, bölgede yağlanmayı 
azaltacaktır.Kardiyovasküler egzersiz sadece kalbi güçlendirmez, aynı zamanda yağ ve kalori 
yakımını sağlar. Bu da alt karın yağlarına karşı etkili olacaktır. Günde 30 dakika aktivite 
yapmak enerji tüketimini artırır ancak önerilen 60 dakikadır. Koşmak özellikle iç organ 
yağlanmalarına karşı etkilidir.
Karın ve alt karın yağlarının oluşmasında en önemli faktör elbette beslenmedir. İşlenmiş 
gıdalar, şeker, beyaz un, doymuş yağ ve trans yağ açısından zengin bir beslenme yağ artışına 
sebep olacaktır. Eğer vücudunuz da karında yağlanmaya meyilliyse yağlar bu bölgede oluşur. 
Tam tahıllar, meyveler, sebzeler, poli ve mono doymamış yağlar ve yağsız proteinlerle 
beslenmek, bölgede yağlanmayı azaltacaktır.Kardiyovasküler egzersiz sadece kalbi 
güçlendirmez, aynı zamanda yağ ve kalori yakımını sağlar. Bu da alt karın yağlarına karşı 
etkili olacaktır. Günde 30 dakika aktivite yapmak enerji tüketimini artırır ancak önerilen 60 
dakikadır. Koşmak özellikle iç organ yağlanmalarına karşı etkilidir.
 
Bol bol su tüketin bir gün içerisinde içilmesi gereken miktar 2 ila 2,5 litre arasında 
değişmektedir. Öğün aralarında su içmenin de tok tutucu ve ödem atıcı özelliği vardır. 
Yemek sırasında karnınızı doldurmak için yemek yemek yerine su içmeyi tercih edin.Alkol ve 
şekerden uzak durun. Alkol içinde şeker barındırır ve çok kalorilidir. Vücuda aldığınız fazla 
şeker hem depolanır hem de kandaki insülin oranını arttırır. Gazlı ve şekerli içeceklerden de 
uzak durmalısınız. 

GÖBEK ERİTME HAREKETLERİ

Göbek eritmek için için kardiyo egzersizlerine ağırlık vermelisiniz. Kardiyo egzersizleri vücut 
ısınızı arttırır ve kan akışınızı hızlandırır. Haftada 1-2 gün dinlenmek şartıyla her gün en az 
yarım saat kardiyo egzersizleri yapın.
Yarım mekik: Egzersiz minderine, sırtınızla minder arasında boşluk kalmayacak şekilde uzanın. 
Bacaklarınızı dizlerinizden kırarak ayaklarınızı mindere koyun. Kollarınızı başınızın arkasında 
birleştirin ve omuzlarınız yere değmeyecek şekilde dizlerinize doğru karın kaslarınızı sıkarak 
kalkın. Yeni başlayanlar 15 tekrardan oluşan 3 set halinde bu hareketi uygulayabilirler.
Plankta diz çekme: Sınav pozisyonunda karın kaslarınızı sıkarak sol bacağınızı bükün, sağ 
bacağınızı gergin bir biçimde yere koyun. Bükülü bacağı karnınıza doğru büküp, geriye doğru 
düz bir şekilde uzatın. 20 tekrardan sonra diğer bacağı bükerek bu egzersizi sürdürün.
Yana Eğilme: 2 kiloluk dambılları elinize alın ve bacaklarınızı hafif aralayarak dik durun. 
Senkronize bir şekilde dambıllarla yana doğru eğilin. 20 tekrardan 4 set halinde yapabilirsiniz.
Bacak Çekme: Yere sırtüstü uzanın, dizlerinizi karnınıza çekin ve kendinizi bükün. Kollarınızı 
vücudunuza paralel şekilde yere koyun. Bacaklarınızı yukarı kaldırın; yere koymadan harekete 
devam edin. Ne kadar sık tekrar yaparsanız o kadar faydalı olacaktır, yeni başlayanlar için 10 
tekrarda 4 set uygulanması idealdir.Karın bölgesinde meydana gelen bu yağları yok etmek için 
Dr. Feridun Kunak etkili kür tarifi verdi. İçerisinde yoğurt, limon suyu, pul biber ve sumak olan 
göbek yağlarını eriten doğal karışım tarifi veren Kunak, karışımın akşam yatmadan önce 
yenmesini, ardından bir bardak su içilmesini önerdi.
 

 

  

11 Haziran 2025 Çarşamba

Hangi Aminoasit Ne işe yarar

EAA+ Amino asitlerinin yararları şu şekilde sıralanabilmektedir: 

  1. İzolösin: Bu amino asit, hemoglobin sentezine ve kan şekerinin düzenlenmesine olumlu etkilerde bulunur. Kas aşınmasını engelleyen amino asit, yara onarımına da yardımcı olarak ameliyat sonrası yaralarının kapanmasına ve iyileşmesine katkıda bulunur. Bu amino asit, protein sentezinde anabolik yani yapıcı etkilere de sahiptir.
  2. Lösin: Lösin, diğer amino asitlerin aksine, kas kütlesini korurken yağ yıkımına da sebep olmaktadır. Özellikle sporcular tarafından tercih edilen bu amino asit, kas kütlesini korurken yağ kütlesinin azalmasına yardımcı olmaktadır.
  3. Valin: BU amino asit, uyku problemlerinin düzelmesi ve stres seviyesinin azalması üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Kas bozukluklarının hafifletilmesinde kullanılan amino asit, etkili bir iştah kapatıcı maddedir. Bu amino asit, kas dokusunun iyileştirilmesi için de kullanılır. Vücutta bulunan azotun uygun miktarda korunmasını sağlayan bu amino asit, kas kütlesinin arttırılması için de kullanılır.
  4. Lizin: Lizin amino asidi, soğuk yaraların ve genital bölge uçuklarının iyileştirilmesi üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Vücudun kalsiyum emmesinde yardımcı olan bu amino asit, idrarla birlikte dışarı atılan amino asit miktarını azalmasında da etkilidir. Bu amino asit, osteoporoz kaynaklı kemik kayıplarının da önüne geçebilmektedir.
  5. Metiyonin: Bu amino asit aslında bir besin bileşiğidir ve vücudun azot dengesinin korunmasında etkin rol oynar. Metiyonin, depresyon, inflamasyon, karaciğer hastalıkları ve bazı kas ağrıları gibi durumların tedavisinde de kullanılır.
  6. Fenilalanin: Bu amino asit, kronik ağrıların tedavisinde kullanılabilir. Vitiligo ve Parkinson hastalığı olan kişilerde ışın tedavisinin etkilerini güçlendiren Fenilalanin, depresyon tedavisinde de etkili kullanıma sahiptir.
  7. Treonin: Bu amino asit, farklı depresyon türlerinin tedavisinde kullanılır. Ayrıca, amino asit, sindirim ve bağışıklık sistemi üzerinde de olumlu etkilere sahiptir.
  8. Triptofan: Menopoz depresyonunun tedavisinde kullanılabilen Triptofan, huzursuz ayak sendromunun semptomlarını da hafifletebilmektedir. Çocuklarda hiperaktivitenin kontrol altına alınmasını sağlayan amino asit, stresle de mücadele eder.

22 Şubat 2025 Cumartesi

Türkiye’de yaşanan en büyük kazalar, yangınlar ve patlamalar: İşte acı bilanço!


TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNE BOMBA GİBİ DÜŞEN TRAJİK OLAYLAR SİLSİLESİ

İnsan hataları ,altyapı eksiklikleri ve kar hırsıyla alınmayan önlemler nedeniyle meydana gelen kazaların başlıca sebeplerinden sadece birkaçı.Depremler,yangınlar su baskınları ve patlamalar sonucunda maddi manevi kayıplarımız çok büyük olabiliyor.Ülkemizin son yirmi yılında yaşanan  Yangınlar, depremler, ulaşım kazaları, maden kazaları nedeniyle en çok can ve mal kaybına neden olayları araştırdık
 İşte Türkiye’nin acılarla geçen 25 yılın bilançosu
 
1 Mayıs 2003BİNGÖL DEPREMİ:Gece 03.27 saatlerinde merkez üssü Bingöl Çeltiksuyu olan depremin büyüklüğü 6.4 olarak kayıtlara geçti. Yerin 10 km derinliğinde meydana gelen depremde, Çeltiksuyu beldesi ve çevresinde büyük yıkımlar meydana geldi. Bingöl’de olan deprem Elazığ, Erzurum ve Tunceli gibi çevre illerde de hissedildi ve büyük korkuya neden oldu. Meydana gelen depremde 176 kişi hayatını kaybetti, 625 kişi ise yaralandı. Kayıtlara göre; 16 binin üzerinde konut tamamen yıkıldı, 3 binin üzerinde konut ise ağır hasar aldı. 

Dönemin başbakanı Recep Tayip Erdoğan, Bingöl depreminin ardından yaptığı açıklamada, "Bu olay, kamu otoritesinin devlet imkanlarını nasıl kullandığını bütün çıplaklığı ile ortaya koymuştur. Olay kader diye geçiştirilemez" ifadelerini kullanmıştı."Yeraltında fay kırıklarından önce bağışlayın söylemek zorundayım, kırılan ar damarlarıdır. Malzemeden çalmanın arkasında ahlak hırsızlığı, demokrasiden çalmak, hukuk kapkaççılığı, siyaset yankesiciliği ve kamu yönetimi kalpazanlığı yatmaktadır. Bu olay, kamu otoritesinin devlet imkanlarını nasıl kullandığını bütün çıplaklığı ile ortaya koymuştur. Olay kader diye geçiştirilemez.

22 Temmuz 2004 PAMUKOVA TREN KAZASI:22 Temmuz 2004 yılında Sakarya’nın Pamukova ilçesinde meydana geldi. Hızlandırılmış tren uygulamasında yeni hizmete başlayan tren, İstanbul-Ankara seferi için hareket ettiği zaman, Pamukova Mekece Mevki yakınlarında raydan çıkarak devrildi. Meydana gelen feci kazada 41 kişi hayatını kaybetti, 81 kişi ise yaralandı. 
kazanın İlk saatlerinde Sağlık Bakanlığı ölü sayısını 128 olarak açıkladı. Daha sonra ölü sayısının 139a çıktığı duyuruldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise kazada 36 kişinin öldüğünü, 79 kişinin de yaralandığını açıkladı.
 
17 Mayıs 2010 ZONGULDAK MADEN KAZASI: Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon maden ocağında saat 13.30 sıralarında metan gazı (Grizu) patlaması sonucunda facia yaşandı. Patlamanın ardından 540 metre derinlikte çalışan işçiler göçük altında kaldı ve büyük bir kurtarma operasyonu başladı. Meydana gelen patlamaya çok sayıda ekip sevk edildi ve uzun süreç kurtarma çalışmaları sonucunda maalesef 30 maden işçisinin cansız bedenine ulaşıldı. 
 
 23 Ekim 2011 VAN DEPREMİ:Türkiye’de meydana gelen ve büyüklüğü hafızalardan kolay kolay silinmeyecek olan depremlerden biri. Saat 13.41 sıralarında merkez üssü Van’ın Tabanlı köyü olan depremin büyüklüğü 7.2 olarak ölçüldü ve derinliği 9.6 olarak kaydedildi. O yıla kadar Türkiye’deki en büyük yıkıma sebep olan depremlerden biri olarak bakılan faciada, 604 vatandaşımız hayatını kaybetti, 4 bin kişi ise yaralandı. 
9 Kasım 2011 Van Edremit Depremi: Edremit ilçesinde akşam 21.23 de bir deprem oldu. Tabanlı depremin yaraları sarılmadan Tabanlı deprem ile sarsıldı. 5.6 büyüklüğünde olan Tabanlı depreminde 40 kişi hayatını kaybetti. Tabanlı depremde ağır hasar gören yapılar maalesef ikinci bir depremi kaldıramadı.
1 Mayıs  2013 REYHANLI SALDIRISI:1 Mayıs tarihinde Reyhanlı ilçesinde belediye binasına bomba yüklü bir araçla saldırı düzenlendi. Bu saldırıda kısa bir süre sonra bu kez ilçenin postane binasına aynı şekilde bomba yüklü bir araçla saldırı düzenlendi. Her iki patlamada bomba yüklü araçlarla gerçekleştirildi ve bu saldırılarda 53 vatandaşımız hayatını kaybetti, 146 kişi ise yaralandı. 
 
13 Mayıs 2014 SOMA MADEN FACİASI:Manisa’nın Soman ilçesindeki, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş tarafından yönetilen madende olay sırasında yaklaşık 800 işçi çalışıyordu. Trafoda çıkan yangın nedeniyle işçiler, yoğun duman ve karbonmonoksit gazına maruz kaldı. Yetersiz havalandırma sistemi ve eksik ekipman yetersizliği nedeniyle 301 işçi hayatını kaybetti, 162 işçi ise yaralandı. 
 
8 Temmuz 2018 ÇORLU TREN KAZASI:İstanbul’dan Edirne’ye hareket eden Yüksek Hızlı Tren’de (YHT) meydana geldi. Seyir halindeki tren, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde, yolun kayması nedeniyle raydan çıkarak devrildi. Trendeki 5 vagon devrilirken, enkaz altında kalan vatandaşların kurtarılması amacıyla hızlı bir çalışma başlatıldı. Feci tren kazasında maalesef bazı vatandaşlar olay yerinde hayatını kaybetti ve yaşamını yitirenlerin sayısı 25 olarak açıklandı. 318 yolcu ise kazada yaralandı.

30 Ekim 2020 İZMİR DEPREMİ:saat 14.51 sıralarında meydana geldi. Büyüklüğü 7.0 olarak ölçülen depremin derinliği ise 16.7 olarak kaydedildi. Ege denizi, Seferihisar’da meydana gelen deprem birçok çevre ilde hissedildi. Pandemi döneminde insanların evde olduğu saatte meydana gelen depremde maalesef 114 kişi hayatını kaybetti, binden fazla kişi ise yaralandı. Yüzlerce bina ağır hasar alırken, özellikle Rıza Bey apartmanı ve Ağaoğlu apartmanı gibi binaların tamamen çöktü.
 
14 Ekim 2022 BARTIN MADEN KAZASI: Amasra ilçesinde bulunan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) bağlı madende meydana geldi. Saat 18.15 civarlarında yer altındaki maden ocağında bir metan gazının patlaması sonucunda yerin 300 metre derinliğinde çalışan 110 madenci gazdan etkilendi. Patlamanın ardından bölgeye çok sayıda ekip sevk edilirken, maalesef 42 işçi hayatını kaybetti. 
 
6 Şubat KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ: saat 04.17 sıralarında merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Derinliği 8.6 olan deprem büyük bir yıkıma neden oldu ve 10 il bu depremden feci şekilde etkilendi. Bölgeye çok sayıda ekip sevk edilirken, saatler sonra bu kez 13.24’te ikinci bir deprem meydana geldi. Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan depremin büyüklüğü 7.6 olarak kayıtlara geçti. İlk depremde hasar gören binalar ikinci depremde yıkıldı. İki deprem güneydoğu bölgesinde büyük yıkımlara ve çok sayıda can kayıplarına neden oldu. İki depremde yaklaşık olarak 50 bin kişi hayatını kaybetti, yüz binden fazla kişi ise yaralandı. 

2 Nisan 2024 GAYRETTEPE GECE KULÜBÜ YANGINI:İstanbul’un Gayrettepe ilçesinde tadilat aşamasında olan Masquerade Club’ta sabah saatlerinde bir yangın çıktı. Tadilat sırasında işçilerin ve kulüp çalışanlarının çalıştığı sırada, oksijen tüpünün patlaması sonucunda büyük bir yangın meydana geldi. Kısa sürede yangın tüm kulübü sararken, onlarca işçi dumanların arasında mahsur kaldı. Trajik yangında ihbar üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Ekipler tarafından uzun süren çalışmalar sonucunda yangın söndürüldü ve acı tabloyla tüm Türkiye karşı karşıya kaldı. Meydana gelen gece kulübü yangınında maalesef 29 kişi yanarak can verdi. 
 
21Ocak 2025 BOLU KARTALKAYA YANGINI:Milyonlarca öğrencinin sömestr tatiline girmesiyle aileler tatil için Bolu Kartalkaya’daki ünlü Grand Kartal Otel’de güzel vakit geçirmek amacıyla yola çıktı. Gece 03.27 saatlerinde otelin dördüncü katında yer alan restoran bölümünde başlayan yangın maalesef bu hayalleri kül etti. Otelin ahşap olması nedeniyle yangın kısa sürede tüm binayı sardı. Yangın alarm sisteminin çalışmaması nedeniyle otelde kalan vatandaşlar yangını çok geç fark etti. Yüzlerce kişi kurtulmak amacıyla camları kırdı, çarşaflardan kaçış yolu yarattı. Fakat bazıları bu kadar şanslı olamadı. 

Meydana gelen yangınla küle dönüşen otelde 78 kişi hayatını kaybetti, 51 kişi ise yaralandı.


17 Kasım 2024 Pazar

Tarımda Gübreleme

GÜBRE NEDİR?

İçerisinde bir veya birkaç bitki besin maddesini bir arada bulunduran maddelere gübre denir.

Gübreler yapılarına göre ticari gübreler ve işletme gübreleri olmak üzere iki gruba ayrılır.

  TİCARİ GÜBRELER

Bileşiminde azot,fosfor ve potasyum gibi bitki besin maddelerinden birini veya birkaçını bir arada bulunduran ve ticaret amacı ile pazarlanan gübrelere ticari gübre denilmektedir. Halk arasında “suni gübre” veya “kimyevi gübre” diye adlandırılan bu gübrelerin değeri doğrudan doğruya bünyelerindeki besin maddesi miktarı ile ölçülmektedir.

Gübreler içerisinde en sıklıkla kullanılan tür ticari gübrelerdir. Gübre bayilerinde satılan ticari gübrelerin bileşimlerinde bir veya birden fazla bitki besin maddesini bir arada bulundurur. İşletme gübrelerinden farklı olarak yüksek miktarda bitki besin maddesi içerir ve suda kolayca çözünürler.

Azotlu,fosforlu,potasyumlu ve kompoze gübreler olmak üzere 4 ana gruba ayrılılar.

AZOTLU GÜBRELER

  • Kök oluşumunu,bitkinin gelişmesini ve büyümesini sağlar,
  • Bitkilerin olgunlaşmasını hızlandırır,
  • Alınacak ürünün kalitesini yükseltir,
  • Tane dökülmesini önler,
  • Verimi arttırır,
  • Taneler dolgun olur

Azotlu gübrelerin eksikliğinin belirtileri

  • Diğer besin maddelerinin alımını yavaşlatır.
  • Proteinlerin ve enzimlerin aktivitesi yavaşlar.
  • Bitki gelişmesi durur,bitki bodur kalır.
  • Alt yapraklar sararmaya başlar.
  • Azot noksanlığı,hububatta sapa kalkma dönemi başında olursa,yapraklar açık yeşil bir renk alır.Saplar ince ve zayıf başaklar kısa kalır ve taneler iyi olgunlaşmaz
  • Verim düşer.

CAN - KALSİYUM AMONYUM NİTRAT (%26 N)

Can tüm bitkilerde üst gübre olarak yaygın biçimde kullanılır.Yapısında %26 Azot(N) bulunur. Yeteri kadar gübre kullanmadan yapılan uygulamalarda gelişimi gerilemiş ve solmuş bitki yapısı ortaya çıkarken, gereğinden fazla yapılan uygulamalarda ise aşırı gelişme ile birlikte, mahsulde olgunlaşma ve hasat gecikir.

CAN kullanımında dikkat edilmesi gereken diğer bir hususta, bu gübrenin kullanıldığı bölgeler de yağış miktarı yeterli olmalı veya sulama imkanı bulunmalıdır. Çünkü dolgu maddesi olarak kireç kullanılmakta olup, kireç suda yavaş ve uzun sürede çözünebilmektedir. Bu nedenle kurak bölgelerde  Amonyum Nitrat kullanımı tercih edilmelidir.

Çeltik hariç, bütün bitkilerde rahatlıkla kullanılabilir. Özellikle Marmara ve Karadeniz gibi yağışlı bölgelerde ve asitli topraklarda kullanımı daha da önem arz etmektedir.

AN - AMONYUM NİTRAT GÜBRESİ  (%33 N)

Amonyum Nitrat gübresi bünyesinde toplam %33 azot bulunduran bir gübre çeşididir. Bu özelliği ve toprakta hızlı çözünen bir gübre olması sebebiyle hem hızlı etki eder, hem de etki süresi diğer azotlu gübrelere oranla daha uzun sürer.

Amonyum Nitrat uygulaması sonrasında toprakta herhangi bir pH değişimi gözlenmez. Yapısı gereği nötr tipte bir gübre olup her türlü toprakta rahatlıkla kullanılabilinir. İçeriğindeki nitrat azotunun kolay yıkanması sebebiyle yağış miktarı yüksek olan bölgelerde kullanımı çok fazla tavsiye edilmez. Bu tipteki bölgelerde Amonyum Nitrat kullanımı tek seferde değil, 2-3 uygulama şeklinde olmalıdır. Böyle bir uygulama ayrıca hem verime hem de kaliteye etki etmektedir.

Amonyum Nitrat gübresi kurak bölgeler içinde büyük önem arz etmektedir. Türkiye koşullarında özellikle İç Anadolu gibi yağış oranı az olan bölgelerde %26 CAN gübresi yerine kullanımı tercih edilmelidir, zira Amonyum Nitrat gübresi toprağın kendi nemi ile eriyebilmektedir.

Amonyum Nitrat gübresinin suda hızlı ve kalıntısız çözünen bir yapıya sahip olmasından dolayı, damla sulama sistemlerinde sorunsuzca kullanılabilmektedir.

Çeltik hariç, her türlü hububatta, sebzede, meyve ağaçlarında, zeytinde, bağlarda, pamuk, mısır ve ayçiçeğinde kullanılabilmektedir.

AS - AMONYUM SÜLFAT (%21 N)

Amonyum Sülfat, %21 oranında amonyum azotu (N) ve %24 oranında sülfat formunda kükürt (S) içeren bir gübredir. Çiftçilerimiz arasında kristal yapısından dolayı “Şeker Gübre” olarak ta bilinmektedir.

İçeriğindeki kükürt sayesinde bitkilerin kükürt gereksinimi karşılanabilmektedir. Bu nedenle amonyum sülfat üst gübreleme yanında, taban gübresi olarak ta kullanılabilmektedir. Amonyum formundaki azotun nitrata dönüşmesi sırasında ortamda zamanla pH düşer, uzun süreli kullanımlarda toprak asitliliği yükselir. Bu nedenle yoğun kullanımlarda kireçleme yapılmasına dikkat edilmeli ve ihmal edilmemelidir.

Genel olarak asitliliği yüksek topraklarda (pH düşük) Amonyum Sülfat yerine %33 Amonyum Nitrat gübresi uygulaması yapılmalıdır.

Amonyum Sülfat asit karakterli olmayan tüm topraklarda yetişen; ağaçlarda ve sebzelerde rahatlıkla üst gübresi olarak uygulanabilmektedir. Özellikle çeltik tarımında çiftçilerimiz tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır.

ÜRE (%46 N)

ÜRE %46 azot oranıyla en yüksek azot oranına sahip gübre çeşididir. Beyaz renkte ve kokusuz olup, pril veya granül yapıdadır. ÜRE tüm bitkilerde, üretim periyodu boyunca kullanılabilmektedir.

Bitkiler ÜRE azotunu bünyelerine doğrudan alabilirler. Fakat ÜRE'nin bitkilere daha yarayışlı hale gelebilmesi için parçalanarak amonyum ve nitrata dönüşmesi gerekir. Bu sürede göz önüne alındığında diğer azotlu gübrelere göre ÜRE uygulamasının daha önce yapılması gerekmektedir.

ÜRE toprağa atıldığı zaman, toprakta bulunan üre bakterileri tarafından parçalanarak form değiştirir ve yarayışlı hale geçer.

Bu dönüşüm sırasında, üst gübresi olarak kullanılan ÜRE'nin toprak yüzeyinde kalması halinde kısa sürede %30'a varan gaz halinde azot kayıpları yaşanabilmektedir. Özellikle bu durum kireçli ve kumlu toraklarda daha yüksek gözlenmektedir. Üre: Yedi gün içinde etkisini gösterir gübrenin etki süresi 45 gündür

ÜRE'nin bitkilerde boy yapıcı ve kök geliştirici etkisi vardır. Ayrıca meyve ve dane gelişimine de etki etmektedir. Bu özellikleri de dikkate alındığında hububat ve mısır başta olmak üzere her türlü bitkide rahatlıkla kullanılabilir.

ÜRE yetersiz verildiğinde bitkinin gelişmesi yavaşlar,yapraklar sararır,verim düşer.

FOSFORLU GÜBRELER

  • Kök oluşumunu ve kök büyümesini sağlar,
  • Bitkilerin olgunlaşmasını çabuklaştırır,
  • Mahsulün kalitesini yükseltir,
  • Tane dökümünü önler,
  • Verimi çoğaltır,
  • Bitkinin kurağa dayanıklılığını arttırır,
  • Bitkinin hastalılara karşı mukavemetini arttırır,
  • Taneler doldun olur

Fosforlu Gübrelerin Eksikliğinin Belirtileri

  • Bitkiler bodur kalır. Dal ve yapraklar tam olarak gelişemez,
  • Saplar zayıf,kök büyümesi ve hububatta sapa kalkması sınırlı olur,
  • Bitki yaprağı kirli yeşil yada kırmızımtırak renkte olur,
  • Genelde yapraklar erken dökülür,
  • Meyve ağaçlarında sürgün büyümesi,tomurcuklanma ve çiçek açma yavaşlar.

DAP (Diamonyum Fosfat) 18,46,0

Bileşiminde %18 azot (N) ve %46 fosfor (P2O5) ihtiva eder. İçeriğindeki fosforun büyük kısmının suda eriyebilmesi ve azotunda amonyum formunda bulunmasından dolayı toprağa atıldıktan sonra, uygun koşullar (sıcaklık, nem) oluştuğu anda, fosfor ve azot kullanıma hazır olur.

Ayrıca yağış ve sulamanın gereğinden çok olması durumunda azotun amonyum formunda olmasından dolayı azot kaybı yaşanmaz.

 

DAP gübresi kompoze gübre çeşidi olmakla birlikte, fosforlu gübre gibi kullanılmalıdır. Aşırı fosfor uygulaması sonucunda toprakta fosfor birikimi meydana gelecek olup bu birikim çinko noksanlığına sebep olur. Bu nedenle dengeli gübreleme yapılmasına dikkat edilmelidir.

 

DAP kullanımında diğer önemli nokta ise uygulama zamanın doğru olmasıdır. Zamanından önce yapılacak uygulama fosforun topraktaki kireç ile birleşerek yararsız hale geçmesine neden olurken, geç yapılacak uygulamalarda ise fosforun toprak yüzeyinde kalacak olmasından dolayı bitkiye yine yarar sağlamayacaktır.

 

Hububat ekimlerinde mibzerle tohum derinliğine ve banda verilerek uygulanmalıdır.

Ayrıca meyve ağaçlarında şubat ve mart aylarında, ilkbaharda ekilecek bitkilerde ise ekimden hemen önce tohum derinliğine uygulanması uygun olacaktır.

 

TSP (Triple Süper Fosfat) 0,46,0

Triple süper fosfat gübresi %46 oranında suda eriyebilen fosfor içermektedir.Taban gübresidir.Tüm bitkilerde kullanılır.Ekimle beraber veya ekim işleminden önce toprağa verilmelidir. Fosfor bitkinin ilk gelişim döneminde çok gereklidir; kök oluşumu ve gelişmesini teşvik eder ve kuvvetli çiçeklenmeyi sağlar.

Fosforlu gübreler toprakta sıkı şekilde tutunurlar ve fazla hareket etmezler. Onun için bu gübrelerin Sonbahar ve Kış aylarında toprağa verilmeleri uygundur.

 

MAP (Mono Amonyum Fosfat) 12-61-0 

Damlama, yağmurlama, mini spring gibi her türlü sulama sisteminde kullanılabilir. Uygulanacak miktar iklim, toprak ve ürün cinsi hava ısısı, verim durumu, sulama sistemi farklılığı gibi nedenlerle değişebilir. Çiçeklenme ve kök gelişimi döneminde bitkilerin fosfor ihtiyacını karşılamak için kullanılır. MAP suda tamamen eriyen, fosfat kaynağı gübreler arasında en yüksek oranda fosfat içeren gübredir. MAP gübresindeki azotun tamamı amonyak azotu olduğundan, bu elementin bitkilere kontrollü olarak ulaşması sağlanır. MAP kullanımı sayesinde damla sulamada kullanılan gübreli suyun pH 4,5 civarında tutulmasıyla verilen tüm ana ve iz elementlerin bitkilerce daha kolay alınması sağlanır. 

POTASYUMLU GÜBRELER

Yurdumuz toprakları genelde potasyum bakımında yeterli kabul edildiğinden,potaslı gübre tüketimi de sınırlıdır.Potasyumlu gübreler ancak,toprak analizi yaptırıldıktan sonra verilen tahlil sonuçlarına göre ihtiyacı olan yerlerde,uygun miktarda kullanılmalıdır.

İçerisinde potasyum bulunduran gübreler;

  • Bitkinin dayanıklılığını arttırır,
  • Ürünün kalitesini yükseltir,
  • Bitkinin olgunlaşmasını çabuklaştırır,
  • Verimi arttırır,

Potasyumlu Gübrelerin Eksikliğinin Belirtileri

Potasyum eksikliği daha çok genç bitkiler üzerinde etkisini gösterir.Bitkilerin besin elementi ve su alımında etkilidir.

  • Yeterli potasyum alamayan bitkilerin yaprakları pörsür,aşağı doğru sarkar,
  • Kenarları önce açık yeşil daha sonra kahverengi bir renk alarak ölü dokular meydana gelir,
  • Bitki dona ve mantarı hastalıklara karşı hassas olur,
  • Potasyum eksikliği çok fazla ise yaprak kavrulması ve kahverengi yaprak lekeleri görülür.

Potasyum Sülfat (0,0,50)

Potasyum Sülfat, %50 potasyum içeren (K2O) granül veya toz yapıda olabilen bir gübre çeşididir. 

Türkiye toprakları potasyum açısından zengindir. Fakat özellikle yağışın çok, sulamanın yoğun yapıldığı bölgeler ile, toprak özelliği açısından kumlu ve geçirgen topraklarda potasyum takviyesi yapılmalıdır.

 

Bitkiler üretim periyodu boyunca potasyuma gereksinim duyarlar. Yapısal özelliğinden dolayı potasyum toprakta geç çözünür. Bu nedenle taban gübresi olarak ya doğrudan ya da diğer taban gübreleri ile karıştırılarak kullanılmalıdır. Potasyum tüketimi özellikle bitkide meyve tutumundan sonra artar.

 

Potasyum meyvede; Asit-şeker oranını dengeler, renklenmeye etki eder, tat ve kokuyu arttırır, meyve dökümü sorununu en aza indirger, hastalık ve zararlılara karşı direnci arttırır, don tehlikesi ve soğuklar karşısında dayanıklılığın artmasını sağlar. Ayrıca hububatta sap kalitesini arttırarak verim kayıplarına neden olan ekin yatmalarını engeller.

 

Potasyum sülfat her türlü tarımsal üretimde kullanılabilinir. Ancak özellikle sebze, patates, turunçgiller, tütün ve bağlarda kullanımı tavsiye edilir.

 

Bünyesinde ayrıca kükürt bulunduğundan bitkilerin kükürt ihtiyacını da karşılar.

Potasyum Nitrat (13,0,46)

 


Bu gübre diğer granül kompoze gübrelere oranla daha pahalı olduğu için genellikle damla sulama ve yağmurlama sistemleri ile sera veya bahçelerde yaygın biçimde kullanılmaktadır.

 

Üst gübrelemede kullanılan bu gübre suda kolaylıkla eriyebilmekte ve kullanıldığı bitkiler için nitrat ve potasyum kaynağı oluşturmaktadır. Bu gübreden yaprak gübrelemesinde de yararlanılabilmektedir.

 

KOMPOZE GÜBRELER

 

Kompoze gübreler birden daha fazla bitki besin maddesini bir arada bulunduran gübrelerdir.

 

Kompoze gübrenin içerisindeki bitki besin maddeleri sırası ile azot,fosfor ve potasyumdur.

Bu besin maddeleri % olarak ifade edilmektedir.Örneğin 20-20-0 oluşumunda meydana gelen bir kompoze gübrenin 100 kilosunda 20 kilo saf azot,20 kilo saf fosfor vardır.Potasyum ise yok demektir.

 

Kompoze gübreler birkaç çeşit bitki besin maddesini birlikte bulundurdukları için çiftçileri çeşitli gübreleri de ayrı ayrı alma taşıma, depolama ve tarlaya verme sıkıntısından kurtarmış olur. Bu gübrenin kullanımı daha az emek ve zaman harcayarak çiftçiye ekonomi ve kolaylık sağlar.

 

Bütün bu iyi yöntemlerine rağmen her zaman kompoze gübre kullanamayız. Çünkü:

  • Kompoze gübrelerin içinde bulunan bitki besin maddeleri miktarı ekeceğimiz bitkinin isteğine her zaman uygun olmayabilir. Az olabilir, istenenden çok olabilir.
  • Kompoze gübrenin içinde bulunan bitki besin maddeleri iklime ve toprağımızın özelliğine göre ayrı ayrı ve farklı usullerle verilmesi gerekiyor olabilir. Kompoze gübrelerde besin maddeleri bir arada olduğundan bu imkansızdır.

Kompoze gübrelerin bu özellikleri göz önünde bulundurularak yararın daha çok olacağının düşünüldüğü hallerde kullanılması uygun olabilmektedir.

Tarlamızdan aldığımız toprak örneklerinin analiz sonuçlarına göre toprağımızda azot ve fosfor yanında potasyum eksikliği de görülüyorsa o zaman içinde azot,fosfor ve potasyum bulunduran kompoze gübreleri kullanmalıyız.

Genellikler kompoze gübreler içinde tek besin maddesi bulunan diğer gübrelerden daha pahalıdır. Bunun sebebi bir çok besin maddesinin bir araya getirilerek içindeki besin maddesi miktarının arttırılmış olmasıdır.

15-15-15 KOMPOZE GÜBRE (%15 N,%15 P,%15 K)

 

İçeriğinde üç ana gıda maddesinin, azot(N),fosfor(P) ve potasyum(K) eşit oranda (100 kilogram gübrede 15 er kilogram azot,fosfor ve potasyum) bulunduğu bu gübrenin içindeki azot genellikle üre(amid) formundadır.

 

Her üç elementin eşit tutulduğu bu gübre özellikle taban gübrelemesinde yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu kompoze gübrenin,mutlaka toprak analizine raporlarına göre kullanılması gereklidir.

 

20-20-0 KOMPOZE GÜBRE (%20 N,%20 P,%0 K)

İkili (azot ve fosfor) karışımından oluşan bir kompoze gübredir. İçeriğinde %20 üre (amid) formunda azot ve %20 oranında fosfor (100 kilogramında 20 kilogram azot ve 20 kilogram fosfor bulunmaktadır.)

 

Hububat ve pamuk başta olmak üzere bir çok bitkide ekim sırasında taban gübresi olarak kullanılır. Verilecek miktarın hesaplanmasında yetiştirilecek bitkinin fosfor ihtiyacı dikkate alınmalıdır. Yeteri kadar verilmezse bitkilerde kök gelişimi zayıf olur. Boy kısa kalır,olgunlaşma gecikir,meyveler dökülür,verim düşer.

 

Her cins toprakta kullanılabilir. Tarlanın iyi hazırlanmış olması etkisini daha da arttırır. Suda erime özelliği yüksek olduğundan ekimden önce veya ekim sırasında tohumla birlikte kullanılır.

İŞLETME GÜBRELERİ

İşletme gübrelerinin hayvan gübresi,yeşil gübre,kemik unu,kan tozu,boynuz ve tırnak tozu gibi çeşitleri vardır.Ancak işletme gübrelerinin içerisinde en çok hayvan gübresi kullanılır. Hayvan gübresi mevsimine göre tarla kenarında en az 3 ay bekletilmelidir.

Ahır Gübresi Nedir?

Ahır hayvanlarının katı dışkıları ile yataklıklarının(saman,ot gibi)artıklarından oluşan karışıma ahır gübresi denir.

Çiftlik gübresinin yapısı,hayvanın yaşı,cinsi,beslenme durumu ve yataklık olarak kullanılan materyalin cinsine bağlı olarak değişir. 1 ton ahır gübresinde ortalama 5.5 kilogram azot,2.5 kilogram fosfor,5.5-6 kilogram potasyum ve diğer önemli besin maddeleri bulunmaktadır.

Faydaları Nelerdir?

Ahır gübrelerinin bitkilerin gelişimi için gerekli besin maddeleri sağlar. Aynı zamanda toprağın yapısını tarıma uygun hale getirir. Toprağın fiziksel,kimyasal ve biyolojik özelliklerini düzenler.

Ahır gübresinin toprağa verilmesi sonucu toprağın su tutma kapasitesi artar. Geçirgenliği olumlu yönde etkilenir. Böylece ahır gübresi,suyun toprak yüzeyinden bağımsızca akmasına,buharlaşmasına ve tarıma elverişli toprakları taşıyıp götürmesine engel olur. Gübreleme ile toprağın tarlada tutulması erozyon tehlikesine karşı tedbir olarak düşünülmelidir.

Ahır gübrelerinin uygulandığı topraklar daha kolay tava gelir ve işlenmesi kolaylaşır. İnce yapılı kumlu toprakların parça bağlılığını gevşetir,hava boşluklarını arttırır ve toprağa bitki gelişimi için uygun bir yapı kazandırır.

Ahır gübrelerinin önemli özelliklerinden biride zengin mikroorganizma kaynağı olmasıdır. Toprakla karıştırılan ahır gübresi topraktaki mikroorganizma sayısını ve etkinliğini arttırır,biyolojik değişimlerin hızlandırılmasını sağlar.

Hayvanlar yedikleri yemeklerdeki besin maddelerinin ancak %45 inden yararlanabilirler yemde bulunan bitki besin maddelerinin yarısından fazlası dışkı ile ahır gübresine geçer. Bu nedenle ahır gübreleri içerdikleri besin maddelerinden dolayı bitki için de zengin bir besin kaynağıdır.

Ahır Gübrelerinin Yararlı Olması Nelere Bağlıdır?

Ahır gübresinin yararlı olabilmesi için,tarla kenarında en az 3 ay,mümkünse 6 ay bekletilmesi gerekmektedir. Gübrenin bitkiye ve toprağa faydalı hale gelebilmesi için bekletme işlemi mutlaka yapılmalıdır.

Ahır gübresinde organik madde ve besin maddeleri kaybını önlemek için,gübre tarlaya serildikten sonra pullukla toprak altına gömülmelidir. Aksi halde gübre tarlada bekletilme süresine bağlı olarak değerinden çok şey kaybeder.

Yeşil Gübre

İşletme gübrelerinden biride yeşil gübredir. Yeşil gübre baklagil cinsi bitkilerden seçilir. Baklagiller havanın azotundan yararlanarak köklerinde azot depolayan ve toprağın azotça zenginleşmesini sağlayan bitkilerdir.

Çiftlik gübresinin bulunamadığı durumlarda toprağa organik madde kazandırmanın diğer bir yöntemi de yeşil gübrelemedir. Yeşil gübre bitkileri fiğ,üçgül,yabani bezelye gibi bitkiler olup sonbaharda ekilir ve ilkbaharda çiçeklenmeden önce biçilerek toprağa karıştırılır.

Bu uygulamaya toprağın organik maddesi az olan yerlerde birkaç yıl üst üste devam edilmelidir. Ayrıca bahçelerdeki yaprak,mısır sapı ve benzerleri gibi maddelerden elde edilecek çürüntüler de  toprak verimliliğini arttırmak için kullanılabilir.

Bu artıkların çürümeleri yani yarayışlı hale geçmeleri çiftlik gübresinde olduğu gibi bazı işlemlerin yapılmasını gerektirir. Çürüntü elde edildikten sonra saçılarak toprağa 5-10 cm derinlikte karıştırılmalıdır.

Detaylı bilgi almak için Keşan Ticaret Borsası’na başvurduğunuz takdirde ziraat mühendislerimiz tarafından bilgi verilecektir.

İdal kilo ve idal kiloya ulaşmak

İdeal kilo nedir?  İdeal kilo, kişinin sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürebilmesi için sahip olması gereken yaklaşık vücut ağırlığıdır. Y...

Son 30 günde En çok görüntülenen